Çevremdeki bir çok kişi Brüksel'e taşınacağımız zaman bir çocuk yapmamı öğütledi. Çocucuğun doğum yeri hanesinde Belçika yazmasının ne önemi olacak hiç bilmiyordum o zamanlar. Amerika gibi toprak esas alınmıyor burada. Çifte vatandaşlık falan hakkı yok yani. Ne çocuğa ne bana bir faydası olmaz diye düşünmüştüm. Ayrıca söylemesi kolay, burada tek başıma ne arkadaşlarım ne annelerim, kimsem yokken, kocam bütün gün işteyken hamile olmam demek bendeki bastırılmış psikopat genleri ortaya çıkarmaya yeterdi de artardı bile. Geçen aya kadar bu konuda hiç bir şüphem yoktu. Ta ki eşimin iş nedeniyle tanıştığı Türk arkadaşı E., eşi F. ve dünya tatlısı bebişleri Y. hayatıma girene kadar...
Soru: Belçika'da bebekler yaz-kış nasıl tişörtle dolaşabilir, genç kızlar mini etek ve ince çorapla kışı nasıl geçirir, ben kasım ayında en kalın kaz tüyü paltomla donarken Belçikalılar pardesüyle nasıl dolaşır?
Cevap: Doğum anında gizli... Kesinlikle sezeryan yok (tıbbi olarak mecbur kalmadıkça ki bizde tüm doktorlar nedense tıbbi olarak mecbur kalıyor sezeryana!!) Normal doğum anında göbek bağını babaya kestirip, bebeği çıplak olarak annenin çıplak tenine yatırıyorlar! Bebeğin ilk aldığı koku anne kokusu oluyor böylece ve hem tenini hem kokusunu tanıyıp rahatlıyor(muş) bebek. Kesinlikle kundaklamak, sarıp sarmalamak falan yok.
Hastaneden çıktıktan sonra eve bir doktor ve bir hemşire gelip bebeğin yatacağı odaya bakıyorlarmış. 18 derecenin üzerine çıkmayacak ev demişler! Zavallı F aralıkta doğum yaptığı için kışı kat kat hırkayla geçirmiş evde. Biz olsak çocuğa yelekler giydirir üstüne battaniyeler serer üşümesin diye sarıp sarmalarız. Oysaki çocuğu sıcağa hiç alıştırmayınca üşüme problemi de ortadan kalkıyormuş!
Soru: Neden Türk çocukları hiperaktivitede tavan yaparken, Belçikalı annelerin çocukları sakin sakin pusetlerinde oturur, anne alışveriş yaparken boncuk boncuk etrafa bakıp gülücüklre saçar?
Cevap: Genler kadar eğitimle de alakalı... Çocuk doğduğu andan itibaren spor, yuva vs gibi bir çok aktiviteyle sarılıp sarmalanıyor. 6 aylık bebeklere yüzme kursu verildiğini duyunca şok oldum! Daha yürüyemeyen bıngıl bacakları ördek gibi çırpa çırpa yüzüyorlar :)
Sanırım bizde yuvaya bezden kurtulmadan başlayamıyor çocuklar. Belki özel yuvalarda istisnalar vardır. Belçika'da ise anne işe dönebilsin diye çok erken yaşta almaya başlıyorlar çocukları. Çocuklar anne-baba sevgisinden yoksun, bakıcı elinde büyüdüğü için mutsuz mu oluyor? Aksine, daha o yaşlarda sosyalleşmeye başlıyor, hayatla ilgili deneyimler ediniyor, ailesi dışında da bir birey haline geliyor. Bir de burada çok önem verilen trafik, çevre, doğa vs eğitimlerini alıyor. O yüzden trafik yoğun ama kaotik değil, geri dönüşüm konusunda 7'den 70'e herkez çok bilinçli... Başka bir boyutta yaşıyorlar yani!
Soru: Tüm bu masraflar özel sağlık sigortası olmadan nasıl karşılanır?
Londra'da evimize gelen ebeye sormustum o oda sicakligi isini. Orada da 18'in ustunu onermiyorlar. 'Cot death' dedikleri bir sey var ya, cok erken yastaki bebeklerin bir anda nedeni bilinmeden uykularinda olmeleri, yapilan arastirmalarda cok sicakta uyuyan bebeklerde daha cok goruldugu ortaya cikmis, bu nedenle de oda sicakligini dusuk tutmayi oneriyorlar.
YanıtlaSil1 yasindan once (yani kendi kendine tam hareket edebilecek, kontrol edebilecek yasa gelene kadar) yastik, yorgan da yasak. Sadece ince battaniyelere izin var, cok soguksa bir kac kat battaniye kullaniyorsun fakat yorgan cok agir oldugundan altina SIKISIp bogulma ihtimali daha yuksek oldugundan yasak.
Oda sicakligini biz biraz daha yuksek tutmustuk, 20 gibi (ebe de zaten "dusun sen usuyorsan herhalde o da usuyordur, sen terliyorsan onun icin de sicaktir" demisti, mantikli degil mi?), fakat zaten neredeyse hic ortunmediginden herhangi bir sorun olmamisti.
Yazin ortasinda bizimki deli gibi terlerken (Turkiye ziyaretimizde) etrafta kalin kalin battaniyeler altinda, havasiz, hic bir sey goremeden yasamaya mecbur edilmis bir suru bebek gormustum. Bizi gorenler de "usumuyor mu?" deyip durmustu. :)
Sen bu kadar ciddi dusunmeye basladigina gore bu bebek isini, belli olmaz; 2 sene bekleyebilecek misin?
Bu kalın giydirme işini ben de hiç anlamam. Calanon'un dediğini gibi biz ne giyiyorsak bebeğe de onu giydirmek gerekiyor. Bir Alman tanıdığım var, ne kendisi ne çocukları üşümek bilmez. Çocuklarını bebekken, dışarıda kar yağarken tulumuyla bebek arabasında uyuturmuş:)
YanıtlaSilcalanon, demek ki aklın yolu bir! ben 25 derecenin altında üşüyen bi tip olduğum için çocuğumu buza yatırmayı planlıyorum ki benim çektiğim çileyi çekmesin :) abarttım tabi ama türkiye'de bu gibi uygulamaların yapıldığından emin degilim. üstelik de bütün birikimlerimizi elimizden alıp, sosyal devletin verdiği hizmeti bile vermiyorlar... ben şu an çocuğu hangi liseye gönderirim derdindeyim :) doğurabilmek için bu ruh hastası modumdan çıkmam lazım :)
YanıtlaSilolmadık işler peşinde, inan bana ben donarken belçikalı bebeler incecik tişörtleriyle pusetlerinde uyuyorlar, annelerini pataklayıp üstlerine bi battaniye örtmemek için kendimi zor tutuyorum :)
Merhabalar,Ben Leonardo'yu Turkiye'de meburen! sezeryanla dogurdum.Sonrasinda bir melek cocuk doktoru sayesinde 19 derece odada hergun disari cikararak annemin ve cevrenin cocuk usuyecek baskisina ragmen 1,5 yasina getirdim, oglumu Fransa'da buyutmek istedim. Cocuk parklari felaketti, pusetle kaldirimda gezmek iskence gibiydi. Egitimi cicin harcayacagim paralari ve enerjiyi dusunup kendime ragmen geldik. Oglum 6 ayliktan itibaren havuza basladi, pony'ye biniyor, devlet okuluna basladi hersey tikit tikir...Amma velakin ben Istanbul'u, arkadaslarimi cok ozluyorum:)
YanıtlaSilBüyük çelişki değil mi? Ben de çocuğum olunca istiyorum ki benim çok sevdiğim kendi kültürümde büyüsün, sıcak, sevimli bir insan olsun ama kendi ülkesinde insan kategorisine konması için normalden fazla şeye sahip olması gerekiyor. oysa buralarda herkes çok kıymetli... çok üzülüyorum :((
YanıtlaSil